Astound Commerce ve Shopify’ın ortak çalışması olan ‘Sustainability and Your Customer’ adlı araştırmada 2022 yılı içerisinde gerçekleşen iklim krizi konuları incelenerek e-ticarette sürdürülebilirlik konusu ele alındı.
Tüketiciler sürdürülebilir ürünler için daha fazla ödeme yapmaya hazır
Araştırmada, tüketici davranışındaki son değişiklikler ve bunun 2023’te markaları nasıl etkileyeceği konusu incelendi. Küresel olarak tüketiciler arasında sürdürülebilir bir ürün için daha fazla ödeme yapma konusunda güçlü bir isteklilik olduğu araştırma sonucunda ortaya çıkan önemli bir bilgi olarak aktarıldı. Araştırmada, her beş küresel tüketiciden üçünün bir şirketin çevresel konulardaki duruşunu not ettiği ve iklim değişikliğini ele alma konusunda olumlu bir pozisyonun ve e-ticarette sürdürülebilirlik uygulamaları ile karşılaşmalarının, satın alma kararları üzerinde etkisi olduğu belirtildi.
Astound Commerce’in Kuzey Amerika bölgesi CEO’su Vanessa Cartwright, bu araştırmanın ışığında, işletmelerin, çevreyi desteklemenin ek maliyeti getirmesine odaklandıklarını ifade etti.
Cartwright, işletmelerin ek maliyetlere odaklanmaktan çok bu konunun işlerinin geleceğini etkileyeceğini söyleyerek, “İşinizin geleceği için önemli olacağı grup, daha genç müşteri grubu. Bazı değişiklikler yapmanız gerektiğini biliyorsunuz, aksi takdirde başkalarıyla rekabet edemezsiniz” dedi.
Alışveriş önceliklerinde değişimler
Araştırmada, Amerika (Kanada, Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri), Avrupa (Almanya, İtalya, Hollanda, İsviçre ve Birleşik Krallık) ve Orta Doğu’dan (Suudi Arabistan Krallığı ve Birleşik Arap Emirlikleri) 1.000 küresel tüketiciye bir anket uygulandığı belirtildi. Ankette, sürdürülebilirlikle ilgili tüketici davranışlarının nasıl geliştiğini, e-ticarette sürdürülebilirlik uygulamalarına yaklaşımları ve e-ticaretin geleceğini nasıl şekillendireceğini anlamaya odaklandıkları açıklandı.
Araştırmada, Z kuşağı tüketicilerinin, yüzde 62 ile bir markanın çevre sorunlarına ilişkin duruşundan en çok etkilenen tüketiciler olduğu ortaya çıktı. Bu tüketicilerin, satın alma güçlerini iklim eylemini savunmak için kullandıkları, bu durumun da markaların otantik, şeffaf bir çevresel mesajlaşma stratejisine ihtiyacı olduğunu gösterdiği belirtildi.
Ayrıca tüketicilerin, satın aldıkları ürünlerin tek bir geçişte birlikte paketlenip paketlenmediğine veya ayrı ayrı paketler halinde gelip gelmediğine bağlı olarak kararlar aldıkları açıklandı. Tüketiciler için dikkat ettikleri arasında bu süreçte kullanılan ambalajların da olduğu belirtildi.
Sürdürülebilirlik yeniden ticareti büyütüyor
Yeniden ticaretin, markaların ürünlerinin yaşam döngüsünü uzatmasına, atıkları azaltmasına ve sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini sağlamlaştırmasına yardımcı olabileceği ifade edilerek, araştırmada çevresel sürdürülebilirlikle başa çıkmada kullanılmış ürünlerin yeniden satılmasının önemi vurgulandı.
Yeniden ticaret pazarı son yıllarda önemli ölçüde büyüdüğü göz önüne alınarak, bu büyümeni yenilikçi girişimlere ve yeniden satış sitelerinin etkisiyle gerçekleştiği not edildi. E-ticarette sürdürülebilirlik uygulamaları için yeniden ticaret uygulamalarının kullanımının artacağı beklentisi açıklandı.
Araştırmada, ikinci el hazır giyim pazarının değerinin önümüzdeki birkaç yıl içinde iki kattan fazla artarak 2026’da 218 milyar ABD dolarına ulaşacağı ve bu pazarın hazır giyim markaları için güçlü bir potansiyel gelir kaynağı haline geleceği tahmin edildi.
Yeniden ticaretin aynı zamanda markalara, dünya çapında çöplüklere giden istenmeyen envanteri sınırlandırmanın bir yolu olarak iade edilen ürünleri yeniden satma şansı da verebileceği hatırlatıldı. Tüketicilerin de bu çözüme güçlü bir ilgi gösterdiği ve tüketicilerin yüzde 54’ünün, en azından Y kuşağının yüzde 59’u tarafından yönetilen bu sürdürülebilir modelle ilgilenmeye başladıkları belirtildi.
Çevresel hedeflerde dijital iş uygulamaları
Araştırmanın, tüketicilerin e-ticarette sürdürülebilirlik stratejileri ile ilgisini ölçen diğer araştırmalarla benzer bulgulara sahip olduğu da aktarıldı. Tüketicilerin iklim krizinin büyüklüğünü hissettikleri ve markaların hemen harekete geçmesini istedikleri belirtildi.
Ayrıca markalar için çevresel hedeflerini ileriye götürmek için dijital iş uygulamalarını da acil bir fırsat olarak değerlendirmesi gerektiği açıklandı.
Ağır, modası geçmiş altyapıyı yönetmenin, verimsiz kodlama yöntemleri kullanmanın ve kullanılmayan verileri depolamanın enerji israfına yol açabileceği, karbon ayak izinize katkıda bulunabileceği ve bir markanın değerli zamanına ve kaynaklarına mal olabileceği konusunda uyarıda bulunuldu. E-ticarette sürdürülebilirlik uygulamaları konusunda teslimat şekilleri ve ürün paketlenmesi gibi konuların yanında dijital çözümlerinde sürdürülebilirliğe katkı vermesinin önemi belirtildi.
Tüketicilerin sürdürülebilirlik yaklaşımları derinleşiyor
Araştırma, tüketicilerin, kendilerini daha sürdürülebilir hale getirmek için bir şirketin eylemleri olarak anladıkları şeylere dayalı olarak satın alma kararları almalarında büyük bir değişiklik olduğunu ortaya koydu.
Verilere göre ürünün kendisi önemli olmakla birlikte, e-ticarette sürdürülebilirlik çözümleri kapsamında tüketicilerin ürünleri satın almayla ilişkili iklim maliyetine de oldukça değer verdiği belirtildi. Tamamen geri dönüştürülebilir veya geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış ürünlerin, sürdürülebilirlikten etkilenerek bu ürünleri satın almaya karar veren tüketici sayısının giderek arttığı ve küresel olarak tüketiciler arasında güçlü bir ilginin ortaya çıktığı aktarıldı.
Araştırmada, tüketicilerin, sipariş ettikleri ürünün kendilerine ulaştırılması için ne tür bir ulaşım kullanıldığına dikkat ettiği belirtildi. Tüketicilerin ürünün, uzak bir yerden geliyorsa ve çok kısa bir süre içinde geliyorsa, muhtemelen denizden yoluyla değil hava yoluyla geldiğini düşündüğünü ve bu durumunda da daha az sürdürülebilir olduğunun farkında oldukları aktarıldı.
Bu veriler kapsamında, e-ticarette sürdürülebilirlik uygulamalarına önem veren tüketicilerin, ürün alışverişinde, satın aldıkları ürünlerin geri dönüştürülebilir malzemeden yapılması veya ambalajlarının geri dönüştürülebilir, çevreci malzemeden olmasının daha ötesinde sürdürülebilirlik konularına odaklandıkları belirtildi.
