Rusya-Ukrayna arasında 24 Şubatta başlayan savaş tüm şiddetiyle devam ediyor. Savaşın başlamasıyla beraber global ölçekli pek çok marka bölgedeki faaliyetlerini durdurma kararı alırken, CDEK Türkiye CEO’su Sertalp Demirağ, Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşın e-ticaret lojistiğine etkilerini, WORLDEF Magazine’in 16. sayısı için değerlendirdi.
Sertalp Demirağ: En kısa sürede bu krizin son bulmasını diliyoruz
Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan çatışmalar devam ediyor. Bölgede oluşan risk ortamı ve alınan uluslararası yaptırım kararları pek çok markanın faaliyetlerini askıya almasına neden olurken, CDEK Türkiye CEO’su Sertalp Demirağ, Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşın e-ticaret lojistiğine etkilerini, WORLDEF Magazine’in 16. sayısı için değerlendirdi.
“Öncelikle yaşananlardan dolayı oldukça üzgün olduğumuzu söylemek istiyorum.” diyen Demirağ, insan canından kıymetli hiçbir şey olmadığını ve herhangi bir konunun çözüme savaş ile ulaşmayacağını; medeni şekilde çözüm yollarının müzakere edilebileceğini; en kısa sürede bu krizin son bulmasını dilediğini söyledi.
“İki ülke arasında yaşananların dünya ekonomisine olan etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor”
Rusya–Ukrayna krizinin etkilerini incelemeden önce şu an için Ukrayna’da insanların sığınaklarda barındığını hatırlatan Demirağ, bu insanların yalnızca temel ihtiyaçlarını gidermek için alışveriş yaptığını ve bu sürecin akıbetini kestiremediklerini belirtti.
Ukrayna’da internete olan erişimin bazı bölgelerde azalması, ülkedeki ekonomik kriz ve OHAL ilanı nedenleriyle uzun süredir kargolar, kurumlar ve işletmelerin hizmet vermekte zorlandığını vurgulayan Demirağ, “Burada kilit nokta; bu iki ülke arasında yaşananların dünya ekonomisine olan etkisini de göz ardı etmemek olacaktır. İlk etkiler arasında artan yakıt/enerji fiyatları ve döviz kurundaki dalgalanmalar göze çarpıyor. Ukrayna’ya ihracat yapan firmalar şu an operasyonlarını durdurmuş vaziyette ve şüphesiz ülkenin toparlanması zaman alacaktır. Ancak, Rusya ikili ticaretleri, ülke ticaretine ambargo koyan ülkeler haricinde, durumdan neredeyse etkilenmeden devam ediyor.” diye konuştu.
“Rusya’ya uygulanacak yaptırımlardan sonra e-ihracat, özellikle de cross-border ticaret en sağlıklı işleyen yöntem olacaktır”
Rusya’ya yönelik alınan yaptırım kararları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Sertalp Demirağ, “Rusya’nın en büyük e-ticaret pazaryerlerinden biri olan ozon.ru, Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılmasına ilişkin yaptığı açıklamada, iş ortaklarının ve müşterilerin farklı ödeme sistemi alternatifleri ile çözüme kavuşturulacaklarından bahsediyor. Böyle bir senaryoda, Rusya’ya uygulanacak olası yaptırımlardan sonra e-ihracat, özellikle de cross-border (sınır ötesi) ticaret belki de en sağlıklı işleyen yöntem olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Savaşın etkilerinin pek çok noktada hissedildiğinin altını çizen Demirağ, “Bu bölgeye satış yapan firmaların cirosunun azalması, ürünlerinin bölgede zarar görmesi, ham madde tedarikinde yaşanabilecek zorluklar ve tedarik zincirinde meydana gelebilecek gecikmeler hem Rusya, hem Ukrayna hem de komşu ülkeler için büyük maddi kayıplara yol açabilecek potansiyeldedir.” dedi.
“Tüketicilerin, uçtan uca entegre çözümler üretebilen e-ticaret ve lojistik firmaları tercih etmeleri doğru bir seçim olacaktır”
Rusya-Ukrayna krizinin önümüzdeki dönemde göstereceği etkilere de değinen Demirağ, hızlı şekilde aksiyon almak isteyen ve acil durum planlarını hazır eden e-ticaret, lojistik ve tedarik zinciri firmalarının şu an alternatif hizmet yöntemlerini devreye sokarak, yaşananlardan en az şekilde etkilenen çözümleri sunmayı hedeflediğini söyledi.
“Bunun yanı sıra makro ihracat boyutunda da firmalar güzergah, transit süre ve ekipman, navlun artışı, iş gücü konusundaki fiyat dalgalanmalarından ve engellerden etkilenecektir.” diyen Demirağ şöyle devam etti:
“Burada tüketicilerin, uçtan uca entegre çözümler üretebilen e-ticaret, lojistik firmaları ve B2B2C operasyon kasları güçlü şirketleri tercih etmeleri doğru bir seçim olacaktır. Sonuç olarak; iki ülke arasında yaşananlardan çok sayıda kurum ve kişi etkileniyor. Bu da bize, savaşın kazananı olmayacağı, tek çözümün silah bırakmak ve 21. yüzyıla yaraşır şekilde problemlere çözüm sunmak olduğunu bir kez daha göstermektedir.”
