Covid-19 salgını, lojistik dünyasını farklı bir seviyeye taşıdı. Gönderilerden tüketici alışkanlıklarına, nakliye ücretlerinden e-ihracata kadar birçok şey hızlı bir şekilde değişti. Peki, bu süreçte lojistik dünyasında hangi gelişmeler yaşanıyor?
Pazaryeri satıcıları yükselişte
Covid-19 salgınının ortaya çıkmasıyla birlikte birçok marka piyasada tutunmak için dijital dünyaya adapte oldu. Markalar hem çevrim içi hem de çevrim dışı faaliyet göstermeye başladı. Dünyanın en büyük kargo şirketlerinden biri olan Active Ants’ın kurucu ortağı Jeroen Dekker, e-ticaret yazılım platformlarının sunduğu fırsatların online satış yapmak için sadece küçük bir adım olduğunu vurguluyor.
Dekker, sınır ötesi e-ticaret ya da uluslararası gönderilerin her geçen gün arttığını ifade ediyor. Sınır ötesi e-ticaretin yeni bir şey olmadığını; lojistik ve sevkiyat için talebin giderek daha fazla arttığını ifade eden Dekker, kargo firmalarının hafif paketleri tercih ettiğini ifade ederek, daha büyük ve daha ağır paketler için ekstra ücret alındığını hatırlattı.
Dropshipping talepleri artıyor
Online iş yapan perakendecilerin büyük çoğunluğu bir ürün kategorisinde uzmanlaştı. Bir kategoride uzmanlaşan perakendeciler, çok ufak bir alanla online mağazalarını yönetebiliyor. Tek bir ürün kategorisine odaklanmak, nakliye ücretlerinin de düşük seviyelerde kalmasını ve marj üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmasını sağlıyor.
Bu süreçte lojistikte dropshipping’e olan talep de arttı. Stoksuz satış iş modeli yükselişini sürdürürken, tüketiciler, yerel girişimcilerin faaliyetlerini durdurmalarını istemiyor. Burada da sürdürebilirlilik önemli bir rol oynuyor. Dropshipping’de bir ürün farklı yerlerden geçiyor, tüketiciler de bu mesafe konusunda endişeli davranıyor.
Kargo şirketleri otomatik paketlemeyi kullanmaya başladı
Tüketiciler sadece ürünün üretimine dikkat etmiyor; aynı zamanda teslimat konusunda da titiz davranıyorlar. Yerel ve sürdürülebilir teslimat, her gün daha fazla önem kazanıyor. Dekker, konuyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor; “Hem kargo taşıyıcıları hem de kendimiz arasında farklı alternatifler aramaya devam ediyoruz. Örneğin; otomatik paketleme makineleri kullanıyoruz. Bu, paketleme ve dolgu malzemesine olan ihtiyacı daha da artırıyor.”
Covid-19 virüsünün yayılmasını engellemek için uygulanan kısıtlamalar, tüketicilerin online pazara yönelmesini sağladı. Sonuç olarak, kolilere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bu da kargo şirketlerinin üzerinde ekstra baskı oluşmasına neden oluyor. Bunun haricinde, bazı kargo şirketleri çok uzak ve ulaşılması zor yerlere teslimat yapıyor, tüketiciler de mümkün olduğu kadar kargoların en kısa sürede teslim edilmesini istiyor.
Teslimatlarda “koronavirüs ücreti” alınıyor
Avrupa pazarı hariç dünya çapındaki kargo teslimatlarında geçen yıldan bu yana “koronavirüs ücreti” olarak alınan ek bir ücret alınıyor. Ek olarak, bazı kargo şirketleri paket sayısında da bir sınırlama uyguluyor. Tüketiciler bunun sonucunda farklı kargo şirketlerine yöneliyor. Bu yüzden, kargo şirketleri arasındaki rekabet her geçen gün büyüyor. Dekker, “Hızlı bir şekilde büyümeyen ve gelişmeyen bir marka, bu pazarda tutunamaz.” ifadelerini kullanıyor. Uzak bir yerde üretilen ve Avrupa’ya gönderilmesi gereken ürünler genellikle geç teslim ediliyor. Stok kontrolü her zaman önemliydi; fakat günümüzde bu zorunluluk haline geldi.
Lojistikte robotlar devreye giriyor
Hızlı bir şekilde büyümek, yalnızca online perakendecilerin değil, aynı zamanda kargo şirketlerinin de işlerini artırıyor. Robotları devreye sokarak ve büyük ölçüde sipariş alımını otomatikleştirerek kapasitelerini kolayca artırabilirler. Robotlar, aynı zamanda hatalara daha az eğilimlidirler; daha verimli çalışırlar, masrafları daha ucuzdur. Bazı e-ticaret devleri, robotları oyunun içine çoktan dahil etti. Robotlar sayesinde depo alanlarından daha iyi yararlanıyorlar ve daha az depo alanı kullanıyorlar!