E-ticaret için uçtan uca çözümler sunan fiCommerce, Alman yatırımcı Bertelsmann SE & Co. KGaA sponsorluğunda hizmet veriyor. Entegre hizmetlerle yüksek standartlı e-ticaret hizmetlerinin yanında “fiCommerce orkestrasyonu” ile operasyonları tek çatı altında yönetme imkanı veren platform, 10 ay önce kurulmasına rağmen önemli bir mesafe kat etti. Türkiye’nin en güçlü e-ticaret lojistik altyapısını vaat eden şirket, e-ticarette tüm süreçleri takip etmeyi sağlıyor. fiCommerce Genel Müdürü Ozan Mert Karaağaç, şirketin başarı hikayesini WORLDEF Magazine’e anlattı.
“İlk başladığımızda e-ticaretin geleneksel ticarete oranı yüzde 1 bile değildi”
Ozan Mert Karaağaç, e-ticaret lojistik operasyonu ile ilk kez 2009 yılında tanıştığını belirterek, şunları kaydetti: “En büyük motivasyonlarımdan biri, yaptığınız işin insanlara dokunduğunu görmek oldu. Daha önce geleneksel lojistikte ürünleri mağazalara gönderiyorduk, ürünler mağazalarda müşteriler tarafından alınıyordu. Mağazaya eksik ürün göndermek çok sorun olmazdı; çünkü o eksik ürünü kimse satın almazdı. Ama e-ticarete gelince, her şey direkt müşterinize dokunduğu, arada hiçbir bariyer olmadığı için onun motivasyonu çok farklı oldu. İkincisi ise, inanılmaz büyüyen bir sektör. Biz 2009’da nasıl büyüdüğünü gözlerimizle gördük. İlk başladığımızda perakende e-ticaretin geleneksel ticarete oranı yüzde 1 bile değildi. Ama müşterilerimizi görüyorduk, aydan aya 2-3 katına çıktıklarını görüyorduk. Çok net olarak yeni neslin adapte olacağını, nasıl hızlı dönüşüm olacağını görüyorduk. Temelde e-ticarette kalmakla ilgili motivasyonlarımız bunlardı.”
“Markaların e-ticarete istekli ama çekinceleri olduğunu fark ettik”
Ozan Mert Karaağaç, fiCommerce’in hikayesini de anlattı: “fiCommerce’in doğuş hikayesi çok eski. Bundan on yıl önce bir taraftan çok fazla lojistik operasyonu yönetiyorduk ama bir taraftan da müşterileri sürekli dinleme şansımız vardı. Onların ihtiyaçlarını dinleyerek anlıyorduk, nelere ihtiyaçları olduğunu görüyorduk. ‘Siz e-ticarete girmelisiniz’ dediğimiz çok marka oldu. Ama şunu gördük; yapmak isteriz tamam ama web sitesi nasıl olacak? Web sitesini çözdük, çağrı merkezini nasıl yöneteceğiz? Bunlar gibi çok fazla soru işareti vardı. Biz de markaların e-ticarete istekleri olduğunu; ama harekete geçmekle ilgili çekinceleri olduğunu fark ettik. Biz zaten o dönemde network yaparak, hangi problemi kiminle çözeriz, nasıl bir hizmet götürebiliriz, bu markaları nasıl e-ticarete dahil edebiliriz, diye düşünmeye başladık. Aslında bu iş oralardan başlıyor.”
Karaağaç, “fiCommerce hikayesinde, iki yıl önce, pazarın belirli bir olgunluğa gelmesi, sadece Türkiye ile sınırlandırmadığınız zaman pazarda çok büyük bir fırsat olduğunu görmek gibi aydınlanma yaşanan bir dönem oldu. Ama fikrin olgunlaşması, bir yere gelmesi, yatırım alınması çok uzun bir süreç.” dedi.
“fiCommerce” ne demek?
“İlk başta doğuş hikayesi hem Türkçe hem İngilizce söylemesi kolay olacak bir şey olmalıydı. Fi’nin asıl açılımı ‘Fulfillment International’. Bir ikincisi de matematikteki altın orandan geliyor. Biraz da o harika uyumu çağrıştırmasını istedik. E-ticaretin mükemmel bir uyum içinde çalışması gereken bileşen olduğunu düşünüyoruz.”
fiCommerce hangi ülkelere ve markalara odaklanıyor?
Ozan Mert Karaağaç, fiCommerce’in odaklandığı ülkeler hakkında şu bilgileri verdi: “Yatırımcımız Alman bir grup olan Bertelsmann. Çok büyük bir fulfillment networkleri var. Avrupa’da özellikle Arvato’nun networkü. Amerika’da, Rusya’da büyük bir networkleri var. Bunların yanında Orta Doğu çok önemli bir pazar. Bir taraftan da Amerika. Bizim odağımızda aslında bir Avrupa, iki Amerika, bunların ardından da Orta Doğu geliyor.”
Karaağaç, fiCommerce’in hedeflediği marka gruplarını da şöyle değerlendirdi: “KOBİ ya da kurumsal şirket demek yerine marka mı değil mi diye bakıyoruz. Bir KOBİ, private label markası varsa bizim için çok değerli. Orta ölçekli bir şirket, çok iyi bir ürünü var ama bunu yeteri kadar tanıtabilmiş değil. Online tarafta şöyle bir güç var; eskisi kadar yatırım yapmadan markalaşma fırsatı var. Biz bunu önemsiyoruz ve diyoruz ki; KOBİ de olsan markan varsa gel, yeter ki bu vizyonun olsun, markalaşma hedefin, dünyaya açılma hedefin olsun; biz bu altyapının sağlayıcısı olacağız senin için, diyoruz. Bizim bakış açımız marka mı değil mi ekseninde.”
“Teknolojik orkestrasyon yapıyoruz”
Karaağaç, fiCommerce’in iş modeli hakkında da şu bilgileri verdi; “Fulfillment networkümüz var, kendimize ait depolarımız yok, kardeş şirketimizin depoları var. Başka depolarla da anlaşmalarımız var. Fulfillment tarafında farklı ülkelerle yeni anlaşmalar yapıyoruz. Teknoloji tarafında kendi ekibimiz var, dışarıdan da destek alıyoruz ama tamamen bize ait bir yazılımımız var. Bu yazılıma ‘sipariş yönetim sistemi’ diyelim, bütün bu kanalları birbirine bağlıyor. Bir tarafta satış kanalları var, bu satış kanalları Hollanda’da bir pazaryeri de olabilir, Shopify gibi webshop da olabilir. Bir tarafta da operasyon merkezleri var; bunlar fulfillment merkezleri olabilir, kargo şirketleri olabilir. Türkiye’de de olabilir, Almanya’da da…”
“Biz aslında ne yapıyoruz; ortada teknolojik orkestrasyon yapıyoruz ama servisi de bunun üzerine ekliyoruz.” diyen Karaağaç, şöyle devam etti: “Sadece teknoloji işi yapmıyoruz. Lojistik ekiplerini yöneten arkadaşlar da konumlandırıyoruz. Çünkü lojistik sadece deponun olması değil, onun üstüne çok fazla şey koymak gerekiyor. O depoyu, tedarik zincirini ve envanteri doğru yönetmek gerekiyor. Bunlarla ilgili de içeride uzman mühendislerimiz var. Bir taraftan da çağrı merkezimiz var, bir e-ticaret yönetim ekibimiz var. Pazaryeri yönetimi yapan, web sitelerinde müşterilerimizin e-ticaret mağazalarını yöneten ekiplerimiz var. Dolayısıyla depo kısmı evet bize ait değil; ama genelde onun dışındaki konularda içeriden organizasyonda daha fazla işi yönetmeye çalışıyoruz.”
fiCommerce 10 ay önce kuruldu
fiCommerce Genel Müdürü Ozan Mert Karaağaç’ın verdiği bilgilere göre;
- fiCommerce’in kullandığı dış kaynaklar dışında içeride 17 kişilik ekibi var, ekip yakında zamanda 23 kişiye ulaşacak.
- fiCommerce 10 ay önce kuruldu; ilk ürünün hazırlanması 3-4 ay sürdü.
- Şirketin 4 ana hizmeti bulunuyor; online mağaza, e-ticaret yönetimi, pazaryerleri yönetimi ve entegrasyonları, lojistik ve müşteri hizmetleri…
- Türkiye’de 10’dan fazla marka ile anlaşması var; ancak henüz 6 marka ile çalışıyor.
- İlk uluslararası operasyon ağustos ayı sonunda Almanya’da başlatılacak; ardından operasyon diğer ülkelere yayılacak.
“Bizimle entegre olmak demek, dünyanın birçok satış kanalı ile entegre olmak demek”
“Markaların birçoğunun ya bir çözümü var bir yerlerde ya da sıfırdan başlıyorlar; ama günün sonunda, ‘gelecekseniz bütün operasyonlarınızla bize gelin’ diyemiyoruz. Orada iş ihtiyacı neyse bizim müşterimizin ona göre uyum sağlıyoruz.” diyen Karaağaç, şöyle konuştu; “Ama şunu vaat edebiliyoruz; birçok yerde depomuz var, bizimle entegre olmak demek, dünyanın birçok satış kanalı ile entegre olmak demek… Dünyadaki birçok ülkeden ürünlerinizin sevk edilebilmesi demek. Bu yapı, hizmet ihracatı da olduğu için kıymetli. Almanya’dan ürünü göndermeniz gerekiyorsa, pazaryerinin kuralı olabilir ya da ticari olarak sizin için mantıklı olabilir ama Türkiye’den gönderemeyiz. Ama Almanya’dan bir müşterinin telefonunu karşılayan, bizim İzmir’deki bir arkadaşımız olabilir.”
“E-ticaret yönetiminde, lojistik yönetiminde çok iyi bir kültürümüz, çok eğitimli bir kitlemiz var. Düşüncemiz şu; bu hizmetleri nasıl Türkiye’den verebilir hale getiririz? Türkiye’den bir hizmeti nasıl global arenaya taşırız? Motivasyonumuz sadece Türk markalarına hizmet verelim değil. Biz önümüzdeki sene eminim Hollandalı bir firmanın operasyonunu Polonya’dan yönetebilir hale geleceğiz. Farklı ülkeden bir firmanın ürününü başka bir ülkeden sevk edebildiğimiz zaman gerçekten uluslararası olma hedefine ulaşmış olacağız.”
“Çok büyük bir pazarı hedef aldık”
“Burada hardcore bir saha operasyonu var, bunun geleceğe dönük şirket değerlemesi açısından bir tehdit olarak görüyor musunuz?” sorusu üzerine de Ozan Mert Karaağaç, şunları kaydetti:
“Para olduğu zaman değerlemeler biraz daha yüksek olabiliyor. Ama bir yerden sonra yatırımcılar sürdürülebilir ve kârlı bir şirket mi diye bakıyor. Şu andaki duruma bakıp 3-5 sene sonrası için yorum yapmak çok doğru gelmiyor. Biz büyüyen bir sektörün içindeyiz ve çok daha fazla büyüyeceğine inanıyoruz. Ben bu işlere ilk başladığımda e-ticaret yüzde 1’in altındaydı, belki bundan sonra diyeceğiz ki e-ticaret yüzde 50’yi geçti. Geleneksel kanalların önüne geçecek bir büyümeden bahsediyoruz. Böyle bir ortamda yaptığımız yatırım, teknoloji ve insana oluyor. Depo, raf satın almıyoruz. Bizdeki yapı geleneksel yapıya çok uygun değil ama riski de o anlamda çok düşük bir organizasyon. Çok büyük bir pazarı hedef aldık. Hiçbir risk görmüyoruz. Hedefimiz dünya çapında bir şirket olmak. Şu anda Hollanda’da çalışan bir arkadaşımız, belki yarın Hindistan’da bir çalışanımız olacak. Bizim yapımız böyle!”
Ozan Mert Karaağaç kimdir?
Ozan Mert Karaağaç, Endüstri Mühendisliği lisans eğitiminin ardından kariyerine Ekol Lojistik’te başladı. Beş yıl görev yaptığı Ekol Lojistik’te e-ticaret lojistiğini tanıma fırsatı buldu. Bu süreçte perakende sektöründeki birçok firmanın lojistik operasyonlarını kurdu. Daha sonra 2012 yılında Türkiye’nin ilk fulfillment operasyonu OGLI’nin kurucuları arasında yer aldı. OGLI’de; operasyon, mühendislik takımları ve teknoloji dışındaki birçok alandan sorumluydu. Operasyonlardan sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptı.
2015 yılında Arvato, Türkiye pazarına girme planları çerçevesinde OGLI’yi satın aldı. Burada, e-ticaretin çok hızlı büyüdüğü 2015 yılı ve sonrası bir dönemde sekiz yıl genel müdür yardımcısı olarak görev yaptı. Ardından Trendyol’da operasyonların iş geliştirme sorumlusu oldu ve hızlı ölçeklenen kurum içi bir start-up’a liderlik etti. Pandeminin en yoğun zamanlarında alternatif bir teslimat yöntemi kurulumunun sorumluluğunu yaptı. 2021 yılından beri Alman Bertelsmann grubunun yatırımıyla, kurucusu olduğu fiCommerce’in genel müdürü olarak görev yapıyor.
